Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | dibine kadar | to the point zf. |
Genel | dibine kadar | supernaculum zf. |
Idioms | ||
Deyim | dibine kadar | to (one's) bones zf. |
Slang | ||
Argo | dibine kadar | everliving s. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | tırnaklarını dibine kadar kesmek | cut one's nails to the quick f. |
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | bir şeyi dibine kadar kullanmak | squeeze something from something f. |
Öbek Fiiller | dibine kadar batmak | wrap up f. |
Colloquial | ||
Konuşma Dili | ibm marka bilgisayarları dibine kadar/bilgisayarların her şeyini bilen kişi | beamer i. |
Konuşma Dili | dibine kadar içmek | bottom f. |
Konuşma Dili | bir şeyi dibine kadar sömürmek | milk it dry f. |
Konuşma Dili | bir şeyi dibine kadar sömürmek | milk something dry f. |
Konuşma Dili | cehennemin dibine kadar yolun var! | go to! expr. |
Idioms | ||
Deyim | dibine kadar gömülmek | entangle with f. |
Deyim | yapmışken dibine/sonuna kadar yapmak | go whole hog f. |
Deyim | birini/bir şeyi dibine kadar sömürmek | milk somebody/something dry f. |
Deyim | birini/bir şeyi dibine kadar sömürmek | suck somebody/something dry f. |
Deyim | (birinin) burnunun dibine kadar gelmiş | at (one's) door expr. |
Slang | ||
Argo | cehenneme /cehennemin dibine kadar yolun var! | take a hike! expr. |